top of page

Duygu Başak Gürtekin

Psikolog, Medikal Aile Terapisti

Varoluşçu Psikoterapi

Varoluşçu psikoterapiler, insanlarda gördükleri olguları veya daha tıbbi modelden dillendirilecek olursak, belirtilerin etiyolojisinden çok, betimlemede kalan bir yönelimdir. Psikoterapi alanında en azından belli bir zamandır çalışan birçok kişiye tanıdık gelebilecek bir şekilde sıkıntıların sebeplerini bulmak genellikle terapinin amaçladığı noktaya ulaşmada kalıcı sonuçlar sağlamamaktadır. Varoluşçu psikoterapilere göre betimlemede kalmak, danışanları onlara daha iyi gelecek bir yere taşımada anahtar rolü oynar. Bununla beraber “betimlemede kalıp her şeyi tanımlatmak nereye varacak?” sorusu da çok meşru bir sorudur. Varoluşçu psikoterapiler aslında bir araştırma olarak tanımlanabilir. Varoluşçu psikoterapiye gelen danışanın belirtilerine odaklanmak yerine, bu belirtilerin kendilerini ifade ettikleri, ortaya çıktığı genel bağlam araştırılır ve keşfedilmeye çalışılır. Bu genel bağlam danışanın hayatının tamamıdır.

Varoluşçu psikoterapilerin amacı iyileştirmek veya tedavi etmek değildir. Daha ziyade danışanın kendi varoluşunu veya daha günlük dille hayatını anlaması ve tanımasıdır. Bunu yapmanın temel yolu, danışanın tam karşısında duran zorluklarını (ki bunlara belirti demek mümkün) ve tam olarak içinde yaşayıp, başka bir yerde yaşaması mümkün olmayan, kendine ait olan hayatını betimlemesidir. Burada uzmanın rolü, bu betimlemeye rehberlik etmektir. Bu betimlemenin, beraberinde kişinin hayatına dair daha geniş bir anlayış ve hayatın vazgeçilmez gerginliklerinde daha cesaretle kalarak yaşamayı getireceğine inanılır. Bilmek özgürleştirir. Ancak keşif bittiğinde ve bir şeyi artık biliyor olduğumuzda o şey kemikleşir. Bu nedenle bildiğimizi terk edip daha çok araştırmak daha da özgürleştirir. Bu noktada özgürleşmeyi de tanımlamakta fayda vardır.

Varoluşçu Psikoterapiler Derneği Existanbul resmi web sitesinden alıntıdır.

Duygu Başak Gürtekin, MA, MedFT

Psikolog, Medikal Aile Terapisti

bottom of page