Ebru Sanatı ile Varoluşçu Psikoterapi

Ebru sanatı, varoluşumuzu tüm çatışmaları ve arzuları ile ifade edebildiğimiz geleneksel ve en köklü sanat dallarından biridir. Ebru (Marbling Art), tüm günlük koşturmacamızın ortasında, hayatın bize sunduğu kendiliğindenliği fark edebilmenin, kimi zaman rastlantısal bir şeklide bir araya gelen renklerin ahengini görebilmenin benzersiz bir deneyimini sunarken, aynı zamanda kendimizi arayışımızın kitre dolu bir tekne ile de gerçekleşebileceğini bize gösterir.

 

Psikoloji alanında tohumları yeni serpilen ve “Ebru Sanatı ile Varoluşçu Psikoterapi” adıyla çıkılan bu yolculuk, ebru teknesinde hayat bulacak öznel deneyimlerimizi, varoluşçu psikoterapilerin iyileştirici gücüyle birleştiren interdisipliner bir keşif alanıdır.

 

Varoluşçu psikoterapinin yaşam, ölüm, arzu, korku, kaygı ve sevgi gibi kavramlar üzerinden yürüttüğü anlam arayışı ile Ebru sanatının öz keşfimizi tetikleyen, her biri birbirinden farklı ifade biçimlerini barındıran tekniklerinin yolları doğal olarak kesişir. Sanatın psikoloji ile buluştuğu bu yeni alan, doğduğumuzdan andan itibaren süre gelen anlam arayışımızı ve tüm derinliğiyle deneyimlerimizi, Ebru Sanatının sunduğu otantiklik ile buluşturma yolculuğu olarakta adlandırılabilir. 

 

Varoluşçu yaklaşımın aktif bir rol oynadığı bu yolculuk danışanlara, her an sonsuz döngüsü içinde yaşayıp, modern dünyada yabancılaştığımız suyun aksinden, toprağın dokusuna, göğün renginden, ışığın sudaki yansımalarına  kadar unutulan doğayı, ebru sanatının renkleriyle hatırlayıp, iyileştirici gücünü hissedeceği bir alan sunar. 

​

​

Duygu Başak Gürtekin'in 6. Uluslararası Ebru Kongresi'nde sunduğu "Exploring the Effects of “Existential Psychotherapy Practices with Ebru” on the Illness Perception & Tolerability of Long Term Hospitalized Children Patients" başlıklı bildiriden alıntıdır. 

​

​